Bridolog
9 dakikalık okuma
Gökyüzüne uzanan peribacaları, Kapadokya’nın ruhunu tam anlamıyla yansıtan taş dokulu tarihi bir mekan ve beyazın zamansız zarafetiyle bezenmiş bir düğün. Şükran & Can’ın Kapadokya’da gerçekleşen destinasyon düğününü, Şükran’ın gelinlik tercihlerini, çiftin yaratıcı fikirlerini Şükran’dan dinledik!
Şükran & Can'ın mutlu gününde doğal dokusu korunmuş büyüleyici bir taş yapının içinde, beyaz çiçeklerle süslenmiş masalar, nostaljik detaylara yer verilen hazırlık süreci ve anılara saygıyla hazırlanan dekor öğeleri ve romantik tüllerle yaratılan dekorasyon; tüm davetlilere masalsı bir atmosfer sunmuş.
Bizce bu düğün; modern zarafet ile duygusal mirasın mükemmel bir buluşması olmuş. Gelin tüm detayları ve destinasyon düğünü planlamanın inceliklerini bir de Şükran’dan dinleyelim!
Merhaba! Eşinizle ne zaman tanıştınız ve nasıl bir evlilik teklifi aldınız?
Eşimle 2021 yılının Haziran ayında tanıştık. Aslında tanışmamıza kayınpederim vesile oldu diyebiliriz. Biz aileleri aynı sitede belirli dönemlerde yaşayan ama hiç karşılaşmamış iki insanmışız. Covid sebebiyle ikimizin de ailesi aynı siteye aynı dönemde geri taşındı, ben de o dönem ailemin yanında yaşamaya başladım. 2021’in Mayıs ayında komşumuz ve şu anki kayınpederimin üst düzey yöneticilik yaptığı bir firmada staja başladım, aynı dönemde eşim ayağından bir ameliyat geçirdiği için ailesinin yanına kalmaya geldi. Kayınpederimle işe beraber gidip geliyorduk, yolculuklarımız esnasında bolca sohbet ediyorduk. Bir gün bana çocuklarının kalmaya geleceğinden bahsetti fakat üzerinde hiç durmadı. Sonraki hafta da onlar yürüyüş yaparlarken evimizin arka bahçesinde eşimle tanışmış olduk.
Evlilik teklifimi de aynı sitede aldım, tanıştığımız yerde baş başa ve spontane bir teklifti. Sonrasında yakın arkadaşımız, komşularımız, köpeğim ve ailemizle bu haberi kutladık. Benim sürpriz sevdiğimi bilen eşim gerçekten de hiç beklemediğim bir anda teklif etti.
Düğününüz ne zaman, nerede ve kaç kişiyle gerçekleştiğini öğrenebilir miyiz?
Düğünümüz 28 Eylül 2024 tarihinde Kapadokya, Saruhan Kervansaray’da gerçekleşti. 300 kişilik bir düğündü, sanıyorum en son katılımcı sayımız 270 civarındaydı.
Peki neden Kapadokya?
Biz kalabalık olmayı, aile ve arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi, anılar biriktirmeyi seven bir çiftiz. Hayalimizde düğünden önce ve sonra bir iki gün bütün sevdiklerimizin bir arada olup vakit geçirebilmesi vardı. Dolayısıyla bir destinasyon düğünü yapma niyetindeydik. Büyük bir düğün planlıyor olmamız ve mevsimin sonbahar olması seçeneklerimizi kısıtladı.
O sırada aklıma Kapadokya geldi, ikimizi de çok etkileyen bir bölge. Tarihi, kültürel zenginlikleri, nefes kesen manzaraları ve otantik atmosferiyle bu mekânın düğüne benzersiz bir ruh katacağına inandık.
Mekân tercihinizde hangi noktalara dikkat ettiniz, karar vermenizi sağlayan faktörler neler oldu?
Düğünümüz kalabalık bir düğün olacaktı ve misafirlerimizin rahat etmesi, aynı zamanda geniş bir pist alanı ve mekân içinde after party için kullanılabilecek bir yer olması önemliydi. Kervansaray’ın 1249’da yapılmış olması da bizi epey bir heyecanlandırdı.
Biraz da düğününüzün teması ve dekorasyonuyla ilgili bilgi alalım! Bu temaya nasıl karar verdiniz?
Ben dönüp baktığımda “o zaman moda buydu o yüzden böyle yaptık” cümlesini kurmak istemedim düğünüm için. Zamansız ve sade seçimler yapmaya çalıştım, amacım rüya gibi bir atmosfer elde etmekti.
Kullandığımız bütün çiçekler beyazdı, organizasyon şirketimizin kurduğu truss’ı krem tüllerle kapladık, nikâh kıyılmadan hemen önce tül bir koridor inşa ettik, sonrasında misafirler alana çıkarken bu koridor indirildi. Masalarımızda sadece beyaz tül runner’lar vardı ve beyaz mumlar tercih ettik.
Benim için bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta da mekânın doğal havasını korumak ve uyumlu bir tema üzerinden gitmek oldu. Masalarımızı ahşap görünümlü tercih ettik, çiçeklerimiz antik görünümlü vazolarda sergilendi, nikâh alanımızın olduğu yeri halı ile kaplatmayı tercih etmedik, doğal taş görünümünü kullandık. Açıkçası mekânımız bize bu anlamda çok fazla avantaj sundu.
Kaybettiğimiz aile büyüklerimizi yanımızda hissetmek için girişimize ahşap bir masa ve ayna koyduk, etrafına onların fotoğraflarını yerleştirdik ve bir guest book bıraktık misafirlerimiz için. Hepsi içine anı bırakmış, evimizin en güzel yerinde duruyor şu an.
Doğru ve yeterli ışıklandırmayla tercihlerimiz bütünleşince hayalimin de ötesinde bir dekorasyona ulaştık. After party için de birçok disposable (çek-at) kamera aldım ve arkadaşlarımıza dağıttık, çektiğimiz fotoğraflara sonrasında baktığımızda çok eğlendik ve inanılmaz bir anı oldu.
Düğün menüsü hakkında da konuşalım. Menü detaylarını ve yorumlarınızı alabilir miyiz?
Biz Divan Ankara’yı tercih ettik düğün menümüz için. Organizasyon firmamız More and More da Ankara’dan geldi. Açıkçası ben de eşim de yurt dışında yaşadığımız için bir sürü detayı orada bulunan annelerimiz, arkadaşlarımız, ailemiz ve organizasyon firmamız bizim donelerimizle yönetti.
Ben o akşam ne yediğimi pek hatırlamıyorum ama düğün öncesi bize ana yemek servisi yapıldı ve çok lezzetliydi. Bence bizim cateringimizle alakalı en özel nokta, düğün bitince after party’ye geçmeden önce kapıda sucuk ekmek ve mercimek çorbası servisi olmasıydı. :) Özellikle istedik, Divan Ankara da bu isteğimizi en güzel şekilde yerine getirdi. Alkol sonrası partiye devam etmek için müthiş bir ara oldu. Eve gidecek misafirlerimize de yemek servisinin üzerinden geçen onca saat sonra harika bir atıştırmalık oldu diyebilirim.
Biraz da gelinlik konusuna gelelim! Gelinliğinizi seçerken nelere dikkat ettiniz?
Sanırım toplamda 50-60 kadar gelinlik denedim. Arayışım Londra’da başladı ve İstanbul Zorlu Vakko’da son buldu. Seçtiğim gelinlik de son giydiklerimden biriydi. Çok tatlı bir moda danışmanı yardımcı oldu bana. Dilek Hanım bana gelinliğimi giydirirken kabinin içinde dedi ki: “Herkesi duymayı bırakın ve ne hissediyorsunuz ona odaklanın.”
Gerçekten de gelinliğimi giydiğimde “işte bu!” dedim. Milla Nova markasının Dulcinea gelinliğini tercih ettim. Dantel bir gelinlik istiyordum ve benim gelinliğimde hem dantel, hem tül hem de çiçek işlemeleri vardı! İstediğiniz zaman çıkarıp takılan bir tül eteklik, yumuşak ve üzerime tam oturan bir kumaş ve kalıp ve yine aynı şekilde çıkarıp takılabilen uzun kollu tül bir dış parçası vardı. Böylece bir gelinlikte üç ayrı görseli birden elde edebiliyordunuz ve en önemlisi çok rahattı. O gelinlikle o kadar çok dans ettim ki düğün videomuzu izlerken ben bile inanamıyorum.
Dış çekimimiz için ise başka bir gelinlik giymek istedim çünkü düğünden bir gün önce yapacaktık ve hem büyüyü bozmamak hem de gelinliğimi kirletmemek için bir seçenek arayışına girdim. En az kendi gelinliğim kadar anlamlı olsun istediğim için de annemin gelinliğini tercih ettim!
Küçükken annemin gelin tacı ve çiçeğiyle oynardım, bir gün o gelinliği kendime göre tasarlatıp giyeceğimi hiç düşünmemiştim. Bedeni tam oldu ama bir abiye terzisinde düğüne on beş gün kadar kala birçok değişiklik yaptık. Uzun süredir kapalı kaldığı için tüllerini ve fermuarını değiştirdik, balon kolları vardı, benim tarzıma uyması için annemin de izniyle kollarını kestik ve straplez yaptık. Üzerinde seyrek inciler vardı, inci boncuk aldık ve üzerine işlettik. Sonuç olarak dış çekimim için benim için en anlamlı ve en güzel seçenek oldu.
Peki saç ve makyaj konusunda nasıl seçimler yaptığınızı öğrenebilir miyiz?
Saçım için isteme/nişan dönemimde de kınamda da senelerdir gittiğimiz bir kuaför ekibini tercih ettim ben. Böylesi özel günlerde güven ve etrafındaki insanlarla iyi bir enerjide olmak bence çok çok önemli. Sevgili Loft For Your Beauty ekibi, başta Ferhat Abi olmak üzere (kendisini 14 yaşımdan beri tanırım o yüzden aramızda abi kardeş ilişkisi var :)) harikaydılar. Biz saç provası yapmadık, o an benim isteklerim ve onların önerileri üzerine modeller oluşturduk diyebilirim. Makyajım için de Nihal Dinç’i tercih ettim, bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine. Tanıştığım için çok mutluyum, harika bir yetenek, çok samimi, o gün size iyi gelecek mükemmel bir enerji gerçekten. Nihal’le de prova yapmadık ve birbirimizi dinleyerek çalıştık diyebilirim.
Saç makyaj ekibim, fotoğraf çekimim için düğünden bir önceki gün sabah 03.00’te uyandılar — bence özverileriyle ilgili konuşmaya hiç gerek yok zaten.
Müzik konusu birçok çiftin bir hayli kafa yorduğu bir konu. Sizin düğüne giriş müziğiniz, ilk dans müziğiniz ve pasta müziğiniz nelerdi? Müzik olarak nasıl bir akış izlediniz?
Giriş müziğimizi eşimle beraber seçtik: Coldplay – Yellow.
İlk dans müziğimizi çok sevgili dans öğretmenimiz Selen Zeyrek’le seçtik. 4 saatlik hızlandırılmış bir dans dersi aldık düğünden birkaç hafta önce. Kadıköy’de “Ve Dans” akademisi var (daha doğrusu varmış), ben de onları internetten buldum. Çok tatlı bir ekip; hem disiplinli hem de eğlenceliler diyebilirim.
Selen hocaya gidip dedik ki: "Biz vals yapmak istiyoruz." Düğünümüz Splendid Palace’ta olsaydı eğer vals yapmak istiyorduk. İstanbul’da düşündüğümüz mekanlardan biriydi ama kapasitesi bize uymadı. Atatürk’ün oranın terasında vals yaptığını, yoldan geçen bir kavun satıcısına bile vals öğrettiğini ve bunun halkın da öğrenmesi gereken bir salon dansı olduğunu söylediği bir hikâyeyi duymuştuk Büyükada gezimizde. Bizi çok etkilemişti. Dedik ki: "Splendid Palace olmadı ama vals neden olmasın?" Selen hocayla Altalena’yı seçtik dansımız için. Koreografimize göre kısalttık ve dört saatin sonunda başarılı bir dans elde ettik.
Provalarda gelinliğimin yerine belime çarşaf bile bağladım, düzgün çalışalım, hata payı olmasın diye. :)
Pasta müziğimiz ise Barış Manço – Kara Sevda’ydı. İkimiz de Barış Manço hayranıyız, şarkının da bize uyduğunu düşünerek hareketli bir parça seçtik; eğlenceli bir pasta kesimi oldu.
Düğünden önce DJ’imiz bizden bir liste istedi; bütün bu önemli şarkıların olduğu ve ne zamanlarda çalınacağına dair akışı onlar sağladılar bizim için.
Destinasyon düğünü planlamanın püf noktaları neler oldu? Nasıl zorluklarla karşılaştınız, destinasyon düğünü planlayacaklara önerileriniz neler olur?
Destinasyon düğünü planlayanlara önerilerimin başında; düğün hazırlık sürecinde en az iki kez bölgeyi ziyaret etmeleri gelir. Biz bir kez düğün mekanı bakmaya gittik eşimle ve seçimimizi buna yönelik yaptık, ikinci de otel ve kalınacak yerlere, bölgedeki restoranlara, aktivitelere bakmaya gittik anne ve babalarımızla.
Hem onlar bölgeyi keşfetmiş oldu hem de misafirlerinin isteklerini bizden daha iyi bildikleri için bize yardımcı oldular.
Kalan süreci uzaktan yöneteceğiniz ve misafirlerinizin bölgeyi bilmediğini varsayarak “save the date” yerine bir web sitesi kullanabilirsiniz. Biz öyle yaptık. Web sitemizi eşim kurdu, tasarımını beraber yaptık ve bütün misafirlerimizle paylaştık. Merak edenler için linkini buraya bırakıyorum: https://www.sukoswedding.com/ Böylelikle hangi otellerde kalabileceklerini, düğün mekanının lokasyonunu, kıyafet kuralımızı oradan öğrendiler.
Bir diğer tavsiyem de bölgede kuracakları network. Travel Atelier bizim ikinci organizasyon firmamızdı diyebilirim. Murat Bey ve Ezgi Hanım başta olmak üzere Kapadokya bölgesinde elimiz ayağımız oldular. Lojistik anlaşmamızı onlarla yaptık, otellerimizi kendileriyle organize ettik ve Kapadokya’ya dair destination weekend’le alakalı birçok ayarlamada bize destek oldular. Web sitemize bir de onlarla iletişime geçip bilgi almak isteyen, geldiklerinde turistik geziler ayarlamak isteyen misafirlerimiz için “Contact Us” bölümü yerleştirdik. Gelin ve damat olarak herkesin isteğine ve sorusuna yetişemeyeceğinizden bu harika bir destek sağlıyor diyebilirim.
Dördüncüsü ise ya bir gece öncesinde ya da iki gece öncesinde ailenizin ve arkadaşlarınızın olduğu bir yemek verebilirsiniz! Herhangi bir restoranda bir araya gelip düğün öncesi iki ailenin fertlerinin kaynaşması için, arkadaşlarınızla o günün heyecanı olmadan vakit geçirebilmek için şahane bir fırsat gerçekten. Biz iki gece öncesinde yaptık bu organizasyonu ve “iyi ki yapmışız” diyebilirim.
Düğününüzü planlarken Bridolog’dan faydalandınız mı, size nasıl yardımcı olduk?
Kesinlikle! Düğün dekorasyon sürecinde, gelinlik ve aksesuar seçimim sürecinde Bridolog’un blog yazıları ve Instagram postlarından çokça ilham aldım diyebilirim.
Düğün sürecinin başındaki gelinlere, çiftlere vermek istediğiniz bir tavsiye var mı? :)
Düğününüzden geriye en çok hatırlayacağınız şey, ne kadar eğlendiğiniz oluyor. Herkes bunu söylüyor size ama yaşamadan anlayamıyorsunuz. Bu süreç hem stresli oluyor hem de bazen yıpratıcı. Özellikle kalabalık ve uluslararası bir düğün organize ediyorsanız. İki farklı aile, bir sürü farklı fikir veren arkadaş ve akraba derken bir karmaşanın içinde bulabilirsiniz kendinizi.
Her zaman “illa da olsun” dediğimiz şeyler sonunda bize mutluluk getirmiyor, karşılaştığınız aksiliklerle veya olumsuzluklarla zaman harcamayın ve oluruna bakmaya çalışın derim.
Unutmayın: müstakbel eşiniz ve siz bir takımsınız! Birbirinize karşı değil, bu yolda yan yana hareket edin. Yaşanan stresi ve duygu yoğunluğunu ancak bu şekilde atlatabilirsiniz. O günün yıldızı siz ve müstakbel eşinizsiniz; dışarıdan gelen istemediğiniz yorumlara ve sorulara kulaklarınızı da arada bir kapamayı öğrenin derim.
Künye:
Mekân: Saruhan Kervansaray
Organizasyon: More and More
Catering: Divan Ankara
Fotoğraf: Derya Engin Photography
Gelinlik: Vakko Bridal – Milla Nova
Gelin Ayakkabıları: Divanni Kundura – Golden Goose
Damatlık: Vakko
Damat Ayakkabıları: Fratelli Rossetti - Santoni
Evden Çıkış Elbisesi: Gusto takım
After Party Elbisesi: Cengiz Aktürk
Hediyelik: Hachiko Derneği Bardak Altlığı
Pasta: Divan Ankara
Show Pasta: Peony Cake
Saç: Loft For Your Beauty
Makyaj: Nihal Dinç
Müzik: CSS Ajans
Ses/Işık: CSS Ajans