Bridolog
4 dakikalık okuma
Düğün tasarımında sadelikle şıklığı, duyguyla estetiği buluşturan Serenity Event, 18 yılı aşan deneyimiyle Türkiye’de modern romantik düğün anlayışının güçlü temsilcilerinden biri. Bridolog.com'un değerli üyelerinden Serenity Event'in kurucusu Seda Hanım'ın sektöre duyduğu tutku ve çiftlerin en özel günlerine huzur katma vizyonuyla şekillenen marka, bugün her projesinde zamansız bir estetik ve kişiye özel tasarım anlayışı sunuyor.
Bu sohbette, Serenity Event’in doğuş hikâyesinden ilham kaynaklarına, 2026 düğün trendlerinden perde arkasındaki operasyonlara kadar merak edilen her detayı konuştuk. Kişisel dokunuşlarla şekillenen düğün atmosferlerinin nasıl yaratıldığını ve bir organizasyonun gerçekten “Serenity” ruhunu taşımasını sağlayan unsurları keşfetmek için okumaya devam edin!
Serenity Event’in hikayesini bizimle paylaşır mısınız? Nasıl başladı bu yolculuk?
Yaklaşık 18 yıldır düğün ve etkinlik sektörünün içindeyim. Estetik detaylara olan tutkum ve insanların hayatlarındaki en özel güne dokunabilme fikri beni bu yola yönlendirdi. Bu yıllar boyunca yüzlerce çiftle tanıştım, farklı mekânlarda sayısız atmosfer kurdum ve her seferinde insanların hayatlarının en özel gününde yer almanın değerini daha çok hissettim.
2019 yılında ise, bu birikimi kendi vizyonumla birleştirerek Serenity Event’i kurdum. Serenity Event, çiftlerin mutluluğuna eşlik etmek ve onların yeni başlangıçlarına tanık olmanın verdiği ilhamla doğdu. Her düğünde, iki insanın hayat yolculuğundaki bu özel ana tanıklık etmek benim için hâlâ çok kıymetli ve heyecan verici.
Zamanla büyüyen bir ekip, gelişen bir vizyon ve her yeni düğünle tazelenen bir heyecanla yolumuza devam ediyoruz.
Organizasyon tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Tarzımızı zamansız, doğal, zarif ve kişiye özel olarak tanımlayabilirim. Her detayın bütünlük içinde olduğu; sadeliğin şıklıkla buluştuğu, çiftin hikâyesini yansıtan atmosferler yaratmayı seviyoruz. Modern romantik dokunuşlarımızla her düğünü kendine özgü bir konsept haline getiriyoruz.
Bir düğünü planlarken size ilham veren detaylar neler oluyor?
İlhamımız her zaman çiftin kendisi. Onların enerjisi, hayalleri, birlikte kurdukları dünya… Bazen bir bakış, bazen bir kelime bile tüm konseptin yönünü değiştirebiliyor. Mekânın ışığı, dokusu, doğası ve mimarisi de tasarımın temelini oluşturuyor. Minimalist bir çizgiyle çiftimizi anlatan renklerin birleşimi çoğu zaman kendi kendine konuşan bir atmosfer yaratıyor.
Çiftlerle çalışırken ilk görüşmeden büyük güne kadar nasıl bir yol izliyorsunuz?
İlk görüşmede öncelikle birbirimizi tanıyoruz. Neler hissettiklerini, nasıl bir düğün hayal ettiklerini anlamaya odaklanıyoruz. Ardından onlara özel moodboard’lar, renk paletleri, stil önerileri ve mekâna uygun konsept tasarımları hazırlıyoruz.
Süreç boyunca çok sakin, planlı ve güven veren bir iletişim yürütüyoruz. Çünkü Serenity Event’in felsefesi, çiftin en özel gününü yalnızca “güzel” değil, huzurlu da kılmaktır. Düğün günü geldiğinde ise bütün yükü üstleniyoruz; çiftin tek görevi o günü hissetmek.
Unutamadığınız özel bir düğün hikayesini paylaşır mısınız?
Her düğün bizim için ayrı ama hep özel bir hikaye oluşturmuştur. İşimizi duygularımızla harmaladığımız için çiftlerimizle aramızda sadece bir iş ilişkisi değil bir dostluk bağı kuruyoruz.
Sevinçlerine ortak olduğumuz kadar streslerine, sıkıntılarına ve bazen üzüntülerine de ortaklık ediyoruz.
Bir gelinimin bu süreçte yaşadığı stresten kaynaklı göz yaşlarını silmek de, başka bir çiftimin düğünlerinin ertesi günü beni düğün kritiği yapmak için kahveye çağırması da… Hepsi bizim için birbirinden özel ve unutulmaz anılar.
2026 düğün trendlerinde neler öne çıkacak?
2026’nın ruhu: Doğal, rafine ve kişisel. Modern yorumlar, organik dokular, transparan yüzeyler, taş ve ahşap birliktelikleri ve sade ama güçlü dekorasyonlar öne çıkacak. Kişiselleştirilmiş dekorlar ve teknolojinin daha ince detaylarda kullanıldığı düğünler de trend olacak.
Minimalizmin lüks versiyonu diyebileceğimiz “clean luxury” yaklaşımı sıkça karşımıza çıkacak.
Türkiye’de düğün sektöründe gözlemlediğiniz yeni yönelimler neler?
Çiftler artık daha kişisel, butik ve özgün düğünler istiyor. Geleneksel kalıpların dışına çıkıp kendi tarzlarını yansıtmayı tercih ediyorlar. Eskiden daha gösterişli organizasyonlar popülerken, son yıllarda “az ama öz” anlayışı öne çıktı. Çok kalabalık, samimiyetten uzak düğünler yerine, estetik duygusu yüksek, sade ama güçlü dekorasyonlar ile daha samimi ve mikro etkinlikler planlamayı tercih ediyor.
Ayrıca fotoğrafçılık, davetiye, müzik ve dekorasyon gibi yan alanlarda da daha yaratıcı çalışmalar talep ediliyor.
Bir organizasyonun perde arkasında neler oluyor? En heyecanlı kısmı sizin için nedir?
Perde arkasında çok sessiz ama çok güçlü bir operasyon var. Dakik zamanlama, ekipler arası kusursuz koordinasyon, planlanan her detayın adım adım ortaya çıkışı… Bizim için en heyecan verici an, mekânın ilk kez dönüşmeye başladığı o saniye. Boş bir alanın, seçtiğimiz renkler ve dokularla yavaş yavaş yaşamaya başlaması ve çiftlerimizin kurulum bittikten sonra mekanla ilk karşılaşma anı bizim için tarifsiz bir his.
Düğün günü bir aksilik olduğunda nasıl çözüm üretiyorsunuz?
Bu işte en önemli şey, her durumda sakin ve kontrollü kalabilmektir. Yağmur yağabilir, rüzgâr çıkabilir, teknik bir aksaklık olabilir… Biz güçlü operasyon kabiliyetimizle anında alternatif bir plan üretir ve hayata geçiririz. Çift ise hiçbir şey hissetmez. O anda ki tek odağımız her şeyi halledip çiftimizin bu mutlu gününü unutulmaz kılmaktır.
Sosyal medyanın çiftlerin tercihlerine etkisini nasıl gözlemliyorsunuz?
Sosyal medya ilham için güçlü bir araç. Çiftlerin beğeni tarzları, renk seçimleri, dekor beklentileri sosyal medyada gördükleri görsellerle çok şekilleniyor. Bu da çiftimizin tarzını ve isteklerini anlamamızda bizlerin işini kolaylaştırıyor. Ancak biz ilhamı alıp, çiftin kendi hikâyesine göre yeniden yorumluyoruz. Özü siz olan ait bir atmosfer yaratmak çok daha anlamlı.
İşin en stresli kısmı hangisi: planlama mı, kurulum mu, düğün günü mü?
Her aşamanın sorumluluğu farklı ama düğün günü en yoğun konsantrasyonu gerektiriyor. Bizim için bu stresli değil; aksine tekrarı olmayan bir günün tüm sorumluğunun bizim üzerimizde olması bilinci ile kontrollü bir akış hâline dönüşüyor. Ekip olarak yıllardır aynı sakinliği ve düzeni koruyoruz.
Çiftleri en çok zorlayan nokta sizce ne oluyor? Yeni evlenecek çiftlere tavsiyeniz var mı?
En zorlayıcı kısım genelde “çok fazla seçenek” arasında kalmaları. Benim en önemli tavsiyem: Önceliklerinizi belirleyin, birbirinizi dinleyin ve işinizi profesyonellere bırakın. Düğün bir yarış değil; sizin gününüz, sizin hikayeniz. En önemlisi keyif almanız.
