Gelin Ayakkabıları

Zarafetin Ayak İzleri: Canes by Cemil Canyakmaz ile El Yapımı Lüksün Hikayesi

17/08/2025
Bridolog 8 dakikalık okuma

Gelin ayakkabıları ve zarif kadın ayakkabıları denince akla gelen köklü markalardan biri olan Canes by Cemil Canyakmaz, yalnızca estetik değil, aynı zamanda ustalık, gelenek ve vizyonu temsil ediyor. Yıllardır lüks segmente hitap eden ve her biri el yapımı olan Canes tasarımları, bir düğünün duygusunu ve zarafetini ayaklara taşıyor.

Markanın kurucusu Cemil Canyakmaz, yıllardır bu alandaki birikimiyle lüks segmente hitap eden özel tasarımlar yaratıyor. Bugün ise Canes ailesinin ikinci nesli de bu mirasa katkı sağlıyor. Naz Canyakmaz, hukuk eğitimi almış bir avukat olarak farklı bir kariyer yolundan gelse de, markaya olan ilgisi ve katkısıyla bu aile işini geleceğe taşıyan yeni bir soluk kazandırıyor.

Bridolog olarak Canes’in geçmişini, bugünkü vizyonunu ve el yapımı gelin ayakkabılarının ardındaki sanatı sizler için detaylıca dinledik. El işçiliğinin, aile mirasının ve zamansız şıklığın buluştuğu bu sohbet, gelinliğin altındaki büyülü dünyayı yeniden tanımlıyor.

Canes markasının doğuş hikayesini bizimle paylaşır mısınız? Bu köklü firma nasıl bir yolculukla bugünlere geldi?

Canes’in 1978’e uzanan çok köklü bir geçmişi var. Kurucumuz Cemil Canyakmaz ve Canes arasında 50 seneye dayanan bir aşk hikayesi yazılıyor. Cemil Bey “akademili” bir ayakkabı tasarımcısı. Resme ve güzel sanatlara olan ilgisini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde fakülte seçimiyle taçlandırarak marka serüvenini bambaşka bir noktaya taşımış. Gençlik yıllarının başında üniversiteyle paralel olarak ayakkabı zanaatının tekniklerini de bizzat deneyimlerek Canes’in yapıtaşlarını oluşturmaya başlamış.

İlk mağazanın açılmasının ardından yoğun ilgi ve talep gören koleksiyonlar Canes’i Türkiye’nin Gianvito Rossi’si haline getirmiş. Kısaca, tam anlamıyla adanmış bir ömür diyebiliriz. Bugün, marka vizyonumuzu gerçekten anlayan, tasarımlarımızın bütünlüğüne saygı duyan ve yüksek mükemmellik standartlarımızı desteklemeye kendini adamış bir ekip ile kendi imalathanemizde üretim serüvenimize devam etmekteyiz. Tabii ki arkamızda Canes Ailesi’nin mensupları değerli dost müşteri kitlemizle…

Ayakkabılarınızın tasarım süreci nasıl işliyor? Üretim aşamalarını biraz anlatır mısınız?

Cemil Canyakmaz önderliğinde, her ayakkabı tutkuyla uyum ve ayrıntılara son derece odaklanılarak küçük bir sanat eseri olarak üretilmektedir. Yaratma özgürlüğü, güzel malzemeler için sürekli arayış ve zamanın testinden geçen kullanışlı ve zarif ayakkabıların yaratılmasını sağlayan olağanüstü bilgi birikiminin aktarımı, Canes’in benzersizliğini oluşturmaktadır. Canes’te, markamızın adını taşıyan her parçada özen ve hassasiyet vardır. Olağanüstü işçilik, marka DNA’mızın ayrılmaz bir parçasıdır, bu nedenle tasarımlarımızın her biri usta zanaatkarlar tarafından elle tamamlanmaktadır.

Cemil Canyakmaz, ayakkabılarını üretme sürecinin her aşamasına dahil olmakta ve orijinal vizyonuna uymasını sağlamak için her bir model numunesiyle bizzat ilgilenmektedir. Doğru kalıbın seçilmesi, modelin ruhuna uygun renk harmonisinin sağlanması ve titiz standardını karşılamak için tüm detaylarla yakından ilgilenmesinin yanı sıra akademik bilgisinin ona sağladığı teknik donanımla Canes ürünlerini sevenleriyle buluşturmaktadır. Swarovski®️’nin kristalleri, dünya standartlarında üretilen deriler ve satenleri kullanılarak her Canes ayakkabısı benzersiz ve zamansız bir arzu nesnesi olarak üretilmektedir.

Gelinler için ayakkabı seçimi çok kişisel bir karar. Gelinlerle bu süreci nasıl ilerletiyorsunuz?

Hayatlarının en özel gününde bize güvenen gelinlerimiz, Canes’in kalbindeki en hassas dokunuşlardan biri. Canes'te gelinlerimizle olan yolculuk, yalnızca bir alışveriş süreci değil; bir ritüel, bir bağ, bir hayalin birlikte inşa edilmesi. Ve bu süreç, Nişantaşı Reasürans Çarşısı’ndaki showroom’umuzda başlıyor. Mağazaya adım attıkları anda, gelin adaylarımız yalnızca bir müşteri değil; duygularını, heyecanını ve beklentilerini bizimle paylaşan çok özel yol arkadaşları haline geliyor.

Mevcut koleksiyonlarımızı deneyimlerken, birlikte her detayı yeniden hayal ediyoruz. Satenin tonu, taşların ışıltısı, topuğun yüksekliği... Her şey o kadının hikayesine göre yeniden şekilleniyor. Hazır modellerin kişiselleştirilmesinden tamamen özel tasarımlara kadar uzanan bu süreçte, yüksek empatiyle ve birebir ilerliyoruz. Çünkü bizce bir gelin ayakkabısı, yalnızca o günü taşımamalı; aynı zamanda o günü hatırlatan bir hissi de taşımalı. Canes için en büyük tatmin, bir gelinin hayalini temsil eden o ilk adımda yanında olmak — hem estetik olarak hem de duygusal bir bağ kurarak. Çünkü bizce gerçek lüks, bu deneyimi içtenlikle paylaşabilmekte gizli.

Gelinlerin ayakkabılar konusunda en çok hangi beklenti ve sorunlarla geldiklerini gözlemliyorsunuz? Onlara nasıl çözümler sunuyorsunuz?

Gelinlerin en büyük beklentisi, tartışmasız şekilde konfor. Düğün günü, sabahın erken saatlerinden gecenin ilerleyen saatlerine kadar süren uzun bir maraton. Bu süreçte gelin, sadece zarif görünmekle kalmamalı; aynı zamanda kendini hafif, özgür ve güçlü hissetmeli. Bu yüzden Canes’te her gelin için bir “ayakkabı yolculuğu” tasarlıyoruz. Günü farklı anlara bölerek, her aşamanın ihtiyacına özel çözümler sunuyoruz. Örneğin; evden çıkış aşamasında kısa elbiselerle kombinlenen, daha gösterişli ve taş detaylı stilettolar ya da zarif topuklu sandaletler öneriyoruz. Burada daha çok estetik ve şov ön planda. Hazırlık sürecinde, gelin odasında tercih edilen Canes terlikleri ise beyaz saten üzerine vizon dokunuşlarla tamamlanıyor; hem fotoğraflarda şık, hem de gelinin rahatça hazırlanmasına olanak tanıyor. Esas düğün ayakkabısı ise tüm bu sürecin en kilit parçası. Hata payı sıfır. Bu yüzden, Canes tasarımlarında mümkün olduğunca hafif, eğimi yumuşak platformlu ve kalın topuklu modellere yöneliyoruz.

Ayrıca, yalnızca gelinlere özel olarak tabana yerleştirdiğimiz antibakteriyel yastıklarla “kuş tüyü” hissiyle yürümeyi mümkün kılıyoruz. Tüm bunları yaparken, zarafetten, özgünlükten, Canes çizgisinden ve her modelde gizlediğimiz uğurlu sürpriz detaylarımızdan asla ödün vermiyoruz.

Zarafet, lüks ve konfor… Üçünü aynı potada eritebilmek hiç kolay değil. Sizin bu dengeyi kurarken ilham aldığınız bir tasarım felsefeniz var mı?

Gelin ayakkabıları için konuşacak olursak, bir kadının hayatında belki de en özel gün için tasarlıyoruz bu modelleri. Ve o gün, yalnızca güzel değil; aynı zamanda hafif, güçlü ve unutulmaz hissetmeli. Canes için zarafet, lüks ve konfor birbiriyle yarışan değil, birbirini tamamlayan değerler. Gelin ayakkabılarımızda bu üçlü bir bütündür; biri eksik olduğunda diğeri tam olmaz.

Zarafeti, dantel gibi işlenmiş siluetlerde ve ışığı yansıtan zarif detaylarda sunuyoruz. Lüks, bizim için gösterişten çok zamansızlıktır — en yüksek kalitedeki malzemeleri, ince el işçiliğiyle birleştirerek bu anlayışı tasarımlarımıza yansıtıyoruz. Konfor ise asla ikinci planda değildir. Çünkü bir gelin, o geceyi dansla, kahkahayla ve hafızalara kazınan adımlarla yaşamalı.

Canes gelin ayakkabıları yalnızca bir aksesuar değil; o masalın başrolündeki kadına eşlik eden zarif bir yol arkadaşıdır. Tasarım felsefemiz tam da burada doğar: Ayakta bir mücevher gibi dururken, ayakta tutacak bir güç olmak. 

Kullandığınız malzemeler ve işçilik kalitesi konusunda nelere dikkat ediyorsunuz?

Canes’te her detay bir seçim, her seçim ise bir duruş. Özellikle işçilik ve malzeme konusunda Canes kadınının markadan beklentisi çok yüksek oluyor. Bu beklentiyi zevkle karşılayabilmek adına kullandığımız tüm malzemelerde doğallık ve zarafet önceliğimiz: Gerçek deriler, İtalyan satenlerinde en üst kaliteyi temsil eden Sergio Rossi kumaşları, her biri özel olarak yerleştirilen patentli Swarovski taşlar…Bu materyaller ancak usta ellerde hayat bulduğunda anlam kazanıyor. Bu yüzden üretim sürecimizde 50 yıldır el işçiliği bir gelenek değil, vazgeçilmez bir taahhüt Canes için. Amacımız sadece güzel bir ayakkabı tasarlamak değil, her adımda kaliteyi hissettiren bir deneyim sunmak. Çünkü Canes kadını, zarafeti tesadüflere bırakmıyor.

Son senelerde gelin ayakkabıları alanında en sevdiğiniz ve en sevmediğiniz trendler neler?

Zamansız zarafetin her dönem trendlerin önünde olduğunu düşünüyoruz. Ama elbette, bazı akımlar Canes vizyonuyla örtüşebiliyor. En sevdiğimiz trend, gelin ayakkabılarında karakterin ve kişisel stilin öne çıkması. Klasik beyazın ötesine geçen bebek mavisi veya toz pembe gibi tonlar, incelikli taş detayları ve couture dokunuşlar, bizce harika. Özellikle saten yüzeylerde sade ama etkileyici dokunuşlarla hikâyesi olan tasarımlar yaratmak, Canes’in ruhuyla birebir örtüşüyor.

En sevmediğimiz ise konfordan tamamen ödün veren, sadece görsellik üzerine kurulu, yapay ve fazla teatral modeller. Bir ayakkabının estetik kadar işlevsel de olması gerektiğine inanıyoruz. Gelinliğin ihtişamı içinde kaybolmayan ama onu da gölgede bırakmayan bir denge hedeflenmeli bizce.

Ayakkabılarınızla bir gelinin hayatındaki en özel güne eşlik ediyorsunuz. Hiç unutamadığınız bir gelin hikâyesi var mı?

Aslında her Canes gelini, kendi masalını yazan bir kahraman. Bu yüzden her hikâye bizim için eşsiz, her dokunuş unutulmaz. Kimi zaman ayakkabısını gördüğünde mutlulukla teşekkür eden bir gelinle kalbimizde yer açılıyor, kimi zaman düğününden aylar sonra fotoğraflarını paylaşan bir gelinle gülümsüyoruz. Balayında taşlı Canes sandaletleriyle gözlerimizi kamaştıran gelinlerimiz… Her biri, Canes’in zarafetle kurduğu bağın birer yansıması.

Elbette aklımızda yer eden özel anılar da var…

İtalya’da gerçekleşen rüya gibi bir düğünde Canes platformlarını tercih eden Sima Tarkan…

Atina’da masalsı bir düğünle “evet” diyen Züleyha Kuru’nun stilettosu ve siyah beyaz incili after party sandaletleri…

Fransa’da Eiffel kulesine karşı evlenen Kübra Pak’ın zarif sadeliğiyle bütünleşen inci tonlarındaki ayakkabısı…

Bohem tarzıyla bizi kendine hayran bırakan İrze Kalkavan…

Ve tabii ki Çırağan Sarayı’nın tarihi dokusunda, yıllar içinde hazırladığımız yüzlerce gelin… Her biri kendi ışığıyla bize ilham oldu. Canes için bir gelin ayakkabısı sadece bir detay değildir. O günün duygusunu taşıyan, hatıraları zamana direnen bir izdir. Ve bu izi birlikte yürümek, bizim için hala en büyük ayrıcalık.

Hayallerle tasarım arasında bir köprü kuruyorsunuz. Eğer Canes bir gelin olsaydı, sizce nasıl bir düğünü olurdu? Nerede, nasıl bir atmosferde, ne giyerdi?

Canes bir gelin olsaydı, her şey önceden planlanmış değil, içgüdüsel olurdu. Ritüelleri severdi ama onlara bağlı kalmazdı. Düğününü Amalfi kıyılarında bir limon bahçesinde ya da Fransız Rivierası’nda gün batımına karşı, lavanta kokulu taş bir villada gerçekleşirdi. Müzik fonda klasik ama hafif; masa üstlerinde incelikli çiçekler, keten örtüler ve zamanın durduğu bir dinginlik olurdu. Üzerinde modern dokunuşlarla yorumlanmış couture bir gelinlik belki ince askılı, belki vintage bir kuyrukla tamamlanmış, belki dantel detaylarıyla vücudu saran ama mutlaka sade bir ihtişam taşıyan bir siluet. Ayakkabısı elbette kendi imzası olurdu: zarif bir saten dokunuş, göz kırpan bir Swarovski ışıltısı ve her adımda onu taşıyan kusursuz bir konfor.

Canes gelini için lüks; gösteriş değil, hissettirdikleridir en çok da anılarıdır. O yüzden onun düğünü bir masal gibi değil, zarafetle yazılmış gerçek bir şiir gibi olurdu.

Yıllardır gelinlere dokunan bir marka olarak, Türkiye’de düğün sektörünün gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Canes bu dönüşümde nasıl bir rol oynuyor?

Türkiye’de düğün sektörü son yıllarda gelenekle modernliği buluşturan, kendi dilini arayan bir dönüşüm yaşıyor. Artık çiftler sadece görkemli bir an yaratmakla kalmıyor, o anın onları yansıtmasını da istiyor. Stil, anlatım, atmosfer ve kişisel dokunuşlar çok daha ön planda. İşte tam da bu dönüşümde Canes devreye giriyor. Biz, gelin ayakkabısının yalnızca bir tamamlayıcı değil, o günün en özel detaylarından biri olduğuna inanıyoruz. Zarafeti klişelerden uzak, kendi sesiyle tanımlayan her gelin için, Canes bir alternatif değil; bir ifade biçimi.

El işçiliğine verdiğimiz önem, doğal ve lüks materyal seçimlerimiz ve zamansız tasarım anlayışımızla, sektörde estetikle konforun bir arada mümkün olduğunu kanıtlıyoruz. Sadece trendlere eşlik etmiyor, yeni bir zarafet tanımı yaratıyoruz. Kısacası Canes, dönüşen bir sektörün içinde her koşulda en etkili devrimi yapıyor.

Önerilen Yazılar

Bridolog'a Sor