3 dakikalık okuma
Hayatta aldığımız en önemli kararlardan biri biriyle hayatımızı birleştirmek. Aslında bir nevi yol arkadaşı seçtiğimiz bu karar sonuçları zamanla değişse de henüz karar aşamasında dahi bazılarımızı epey zorlayabiliyor. Günümüzde modern sosyal yaşam ile birlikte evlenme yaşının daha da ileri gittiği ise bildiğimiz bir gerçek. Ancak evlenmenin ertelenmesi ya da evlenmemeyi düşünmenin temelinde farklı bir neden daha yatabiliyor. Bunun sebeplerinden biri ise ‘’evlilik korkusu’’ olarak da bilinen Gomofobi.
Çevrenizde "Evliliğe hazır değilim.", "Evlenmek bana göre değil.", "Evlilik fikri beni çok korkutuyor." gibi cümleler kuran birçok kişi ile karşılaşmış olabilirsiniz. Tüm bunların temelinde bazen evlilik kokusu yatabiliyor. Peki evlilik korkusunun sebebi nedir? Bu içeriğimizde Gomofobi olarak adlandırılan evlilik korkusu hakkında bilinmesi gerekenleri birlikte inceleyelim.
Evlilik Korkusu Nedir?
Bireysel olarak sebepleri değişkenlik göstermekle birlikte genellikle kişinin çevresinde veya ailesinde başarısız olan evliliklerden edindiği bilgiler sonucunda evlilik korkusu gelişebilir. Bu durum, bağlanma ile ilgili bir psikolojik fobi olarak da adlandırılabilir. Bazı insanlar, başkalarına bağımlı olmaktansa yalnız yaşamayı tercih edebiliyor.
Elbette, başka bir kişinin sorumluluğunu kabul etmek herkes için aynı kolaylıkta değil. Bunun yanı sıra evlilikte özveri, fedakârlık ve maddi ve manevi imkanlar gibi gereklilikler isteyebiliyor. Bütün bunlar, mutlu bir ilişkiye sahip olsalar da bazı insanlarda korku ve endişe gibi bazı duyguları yoğun bir şekilde hissetmelerine yol açabiliyor. Bu da en sonunda kişinin evlilik kavramından vazgeçmesine ya da kaçınmasına neden olabiliyor.
Evlilik Korkusu Neden Olur?
Evlilik korkusu çeşitli nedenlerle ortaya çıkabiliyor. Uzun süre yalnız yaşamak ve bu yaşam tarzına alışmak, bir kişinin evlilik konusunda kaygıya düşmesine neden olabilir. Aynı şekilde, mutlu bir aile ortamında büyümemiş olan biri, partneriyle birlikte yaşamak konusunda endişe yaşayabilir ve hatta en küçük tartışmalarda bile ilişkisini sonlandırmayı düşünebilir. Ayrıca, boşanmanın zorluğu gibi ailevi baskılar da kişinin evlilik korkusu yaşamasına sebep olabilir. Bunlara ek olarak, kız isteme, nişan, düğün gibi geleneksel uygulamalar da kişilerin evlilik fikrinden uzaklaşmasında bir etken olabilir.
Nöroloji uzmanı Dr. Mehmet Yavuz’a göre; ‘’ Evlenmesi riskli olan insanların başında gelen Narsist kişilik bozukluğu olanlar evliliklerinde büyük sorunlar yaşayabiliyor. Egoist, ileri derecede bencil, paylaşımı sevmeyen kişilerin evlilikleri her zaman risk taşıyor. Sosyal uyum bozukluğu ya da asosyal kişilik bozukluğu olanların evlilikleri eğer eşlerden biri çok fedakâr değilse genellikle boşanma ile sonuçlansa da düzenli terapiler ile ilerleme kaydedilebiliyor.’’
Evlilik Korkusu Belirtileri Nelerdir?
Evlilik korkusu, diğer anksiyete kaynaklı rahatsızlıklarla benzer semptomlara neden olabiliyor. Bununla birlikte, diğer fobi türlerine kıyasla daha az yaygın olmasına rağmen, Gomofobi rahatsızlığını bir kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyen bir durum olarak tanımlayabiliriz.
Bir kişinin evlilik konusu açıldığında gözlemlenen temel belirtileri şu şekilde sıralayabiliriz.
- Evlilik konusu geçtiğinde panik veya korku hissetmek,
- Evlilik düşüncesi ya da bağlılık hakkında konuşulduğunda panik veya korku hissi,
- Düğünlerde ya da evliliği düşünüldüğünde nefes alamama, terleme, mide bulantısı veya hızlı kalp atışları gibi fiziksel belirtiler yaşama,
- Evli arkadaşlar veya aile üyeleriyle tanışmak veya evlilik konusunda tavsiye almakta zorlanma,
- Anksiyete, panik ataklar, mide bulantısı, hızlı kalp atışları ve baş dönmesi gibi diğer fiziksel semptomlar görülebiliyor.
Evlilik Korkusu Olan Erkeğe ya da Kadına Nasıl Yaklaşılmalı?
Gomofobi partnerinizde ya da sizde var ise aranızdaki bağın kopmasına neden olmadan alanında uzman bir psikologdan danışmanlık almanızı öneririz. Evlilik korkusu hem erkekte hem de kadında ortaya çıkabiliyor. Çeşitli uzmanlara göre evlilik korkusu yaşayan partnerinize yaklaşımda dikkate almanız gereken noktaları şu şekilde sıralayabiliriz;
- Partnerinizle konuşun: Partnerinizin Gomofobisi olduğunu düşünüyorsanız, sizin hakkınızda düşündüklerini öğrenmek için onunla bunu konuşmalısınız. Onun nasıl hissettiğini ve neden böyle düşündüğünü sorabilirsiniz.
- Terapi hakkında konuşun: Partnerinizle konuşabileceğiniz diğer bir konu ise terapi. İlişkinizi sağlıklı bir şekilde sürdürmeniz için bir danışmanla konuşmak faydalı olabilir.
- Danışmanınızla hedefleriniz ve birlikte nasıl ilerleyebileceğiniz gibi konuları konuşabilirsiniz. Ancak, partneriniz bir uzmandan yardım almak için tek başına olmayı isteyebilir. Bu konuda onu desteklemelisiniz.
- Ne istediğinizi düşünün: Eğer partneriniz terapiye gitmek istemiyorsa veya evlilik korkusunu yenmek için çabalamak istemiyorsa, ne yapmak istediğinize karar vermelisiniz.
Evlilik Korkusu Nasıl Geçer, Nasıl Yenilir?
Evlilik korkusunu yenmenin ilk adımını, karşı tarafa güven duymayı öğrenmek oluşturuyor. Bunun için de bir profesyonel destek almak gerekiyor. Buradaki amaç, güvensizliği tetikleyen konular hakkında konuşmak ve gerçekçiliklerini objektif bir şekilde tartışmak, kişinin iç görüsünü artırmayı amaçlamak olmalı.
Çiftlerin ilişkilerinden neler beklediğine, karşısındaki kişiyi önyargısız değerlendirmesi ve sağlıklı bir sorgulama yapabilmeyi öğrenmeleri gerekiyor. Bu sayede, çiftler zaman içerisinde ilişkilerine sağlıklı ve istikrarlı bir tutumla ve olumlu bir bakış açısıyla yaklaşabiliyor.
Geçmişte yaşadığımız korkuları fark etmek birçok açıdan hayatımızı önemli ölçüde etkiliyor. Bu korkular sebebiyle, birçok mutlu ilişkiyi boşa harcayabiliyor. İçimizdeki önyargı ve kaygılar, hatta iyi giden bir ilişkiyi bile manipüle edebiliyor. Yaşadığımız korkularla yüzleşmemiz ise onları çözmek için en önemli adım. Bunun için gerekli olduğu durumlarda çift terapisi alarak destek alabilirsiniz.
Önyargı ve korkularla reddettiğimiz evlilik fikri aslında kişinin derin duygularında istediği, ancak kötü sonuçlanmasından korktuğu için yaşayamadığımız bir hayal olarak kalmış olabilir. Korkularımızla yüzleşerek bunu değiştirmek için hayatımızda doğru adımlar atabiliriz.
